ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Bakım borçlusunun bakım alacaklısına ölene kadar bakmayı ve gerekli özeni göstermeyi; bakım alacaklısının da bunun karşılığında malvarlığının tamamını veya bir kısmını bakım borçlusuna devretmeyi üstlendiği sözleşmelere ölünceye kadar bakma sözleşmesi denir.
Bu sözleşmeler bir malvarlığı ediminin devri karşılığında bir kimsenin hayatı sonuna kadar bakılmasını öngören sözleşmelerdir. Talih ve şansa bağlı sözleşme olarak da isimlendirilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça hukuken geçerli olmaz. Türk Medeni Kanunu 545 maddesi’nde düzenlenen miras sözleşmesi için öngörülen şekil şartları, ölünceye kadar bakma sözleşmesi için de uygulanacaktır. TMK 545 maddesi’nde “miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, resmi vasiyetname şeklinde düzenlemesi” gerekeceği belirtilmiştir. TMK 532 maddesi vd. resmi vasiyetin ne şekilde düzenleneceği açıklanmıştır. Buna göre, Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur olarak tanımlanan kişi sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.
Sözleşme Devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uygun şekilde yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekilde yapılması yeterli olacaktır. Ancak tanınmış bir kurumla yapılmış olmakla beraber sözleşme önceden tespit edilen şartlara uygun olarak yapılmamışsa veya devletçe tanınmış bir kurumla yapılmamışsa yazılı şekilde yapılmış olması yeterli olmayacaktır.
Vesayet altındaki kişilerin ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmaları, sulh mahkemesinin kararı alındıktan sonra asliye mahkemesinin de iznine bağlıdır. Taraflar sözleşmede bir üçüncü kişinin bakım alacaklısı olmasını kararlaştırabilirler. Bu durumda üçüncü kişi yararına sözleşmenin varlığı söz konusu olacaktır.
Yalnızca gerçek kişiler bakım alacaklısı olabilir. Bakım borçlusu ise gerçek ya da tüzel kişi olabilir. Eşlerden her biri diğerine bakılmak üzere bir sözleşme yapabilir.
Bakım alacaklısı bu sözleşmeyle, bakım borçlusuna karşı ikamet etme, besmele- giydirilme ile görüp-gözetilme haklarını elde eder.
Bakım borçlusuna bir taşınmazını devretmiş olan bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir. Bakım alacaklısı taşınmaz mülkiyetinin geçirilmesinden başlayarak üç ay içinde ipotek hakkının tescilini istemelidir. Eğer ipoteğin tescili süresi içinde istenmezse, bakım borçlusu, o taşınmaz üzerinde mutlak bir tasarruf hakkına sahip olur.
Bakım alacaklısı sözleşmeden doğan alacağını başkasına devredemez. Bu hüküm emredici nitelikte bir hükümdür.
Bakım alacaklısı, ölünceye kadar bakma sözleşmesi yüzünden kanuna göre bakmakla yükümlü olduğu kişilere karşı yükümlülüğünü yerine getirme imkânını kaybediyorsa, bundan yoksun kalanlar sözleşmenin iptalini isteyebilirler.
Hâkim, sözleşmenin iptali yerine, bakım borçlusunun ifa edeceği edimlerden mahsup edilmek üzere, bakım alacaklısının nafaka yükümlüsü olduğu kişilere nafaka ödemesine karar verebilir.
Mirasçılar mahfuz hisseleri nedeniyle, bu miktarları aşan kısım için tenkis ve Bakım alacaklısının alacaklıları ise sözleşmenin iptali davası açma hakları saklıdır.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ NASIL SONA ERER?
Tarafların edimleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunur ve fazla alan taraf kendisine bağışta bulunulma amacı güdüldüğünü ispat edemezse diğer taraf altı ay önce bildirimde bulunarak ölünceye kadar bakma sözleşmesini feshedebilir.
Sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilmez hale gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkânsız hale getirir veya önemli ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi karşı tarafa süre vermeden sona erdirebilir.
Bakım borçlusunun ölümü üzerine bakım alacaklısı bir yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir. Bu durumda bakım alacaklısı, bakım borçlusunun iflası hâlinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir paranın kendisine ödenmesini, bakım borçlusunun mirasçılarından isteyebilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ MEVZUATTA NE ŞEKİLDE DÜZENLENMİŞTİR?
TÜRK BORÇLAR KANUNU:
MADDE 611- Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
Bakım borçlusu, bakım alacaklısı tarafından mirasçı atanmışsa, ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır.
MADDE 612- Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile, miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz.
Sözleşme, Devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir.
MADDE 613- Bakım borçlusuna bir taşınmazını devretmiş olan bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir.
MADDE 614- Bakım alacaklısı, sözleşmenin kurulmasıyla bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur. Bakım borçlusu, almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önce sahip olduğu sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etmekle yükümlüdür.
Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır.
Kabul ettikleri kişilere ölünceye kadar bakma amacıyla kurulmuş olan kurumların bakım borcunun kapsamı ve ifası, kendilerince hazırlanarak yetkili makamların onayından geçen genel düzenlemelerle belirlenir. Bu düzenlemeler, sözleşmenin içeriğinden sayılır.
MADDE 615- Bakım alacaklısı, ölünceye kadar bakma sözleşmesi yüzünden kanuna göre nafaka yükümlüsü olduğu kişilere karşı yükümlülüğünü yerine getirme imkânını kaybediyorsa, bundan yoksun kalanlar sözleşmenin iptalini isteyebilirler.
Hâkim, sözleşmenin iptali yerine, bakım borçlusunun ifa edeceği edimlerden mahsup edilmek üzere, bakım alacaklısının nafaka yükümlüsü olduğu kişilere nafaka ödemesine karar verebilir.
Mirasçıların tenkis ve alacaklıların iptal davası açma hakları saklıdır.
MADDE 616- Tarafların edimleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunur ve fazla alan taraf kendisine bağışta bulunulma amacı güdüldüğünü ispat edemezse diğer taraf, altı ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, sözleşmeyi her zaman feshedebilir. Bu oransızlığın tespitinde, ilgili sosyal güvenlik kurumunca, bakım borçlusuna verilenin değerine denk düşen anapara değeri ile bağlanacak irat arasındaki fark esas alınır.
Sözleşmenin sona erdirilmesi anına kadar geçen sürede ifa edilmiş edimler, anapara ve faiziyle birlikte değerlendirilerek, denkleştirme sonucunda alacaklı çıkan tarafa geri verilir.
MADDE 617- Sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilmez hâle gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkânsız hâle getirir ya da aşırı ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi önel vermeksizin feshedebilir. Sözleşme bu sebeplerden birine dayanılarak feshedildiği takdirde kusurlu taraf, aldığı şeyi geri verir ve kusursuz tarafa, bu yüzden uğradığı zarara karşılık uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olur.
Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.
MADDE 618- Bakım borçlusu ölürse bakım alacaklısı, bir yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir. Bu durumda bakım alacaklısı, bakım borçlusunun iflası hâlinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir paranın kendisine ödenmesini, bakım borçlusunun mirasçılarından isteyebilir.
MADDE 619- Bakım alacaklısı, hakkını başkasına devredemez.
Bakım borçlusunun iflası hâlinde bakım alacaklısı, borçlunun ödemekle yükümlü olduğu dönemsel gelirin elde edilebilmesi için ilgili sosyal güvenlik kurumunca ödenmesi gereken anapara değerine eşit bir parayı, iflas masasına alacak kaydettirme hakkını elde eder.
Bakım alacaklısı, bu alacağını karşılamak üzere, üçüncü kişilerce borçluya karşı yürütülmekte olan hacze katılabilir.
TÜRK MEDENİ KANUNU
MADDE 532 - Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir.
Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.
MADDE 533 - Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir.
Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar.
MADDE 534 - Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder.
Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.
MADDE 535- Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
MADDE 536- Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.
Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.
MADDE 537- Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ KİMLERCE YAPILIR?
Öncelikle bakım alacaklısının gerçek kişi olması gerekmektedir. Bu kişi tek başına yaşayan biri olabileceği gibi evli biri de olabilir. Ancak bakım alacaklısının evli olması durumunda aile düzeninin bozulduğu gerekçesiyle diğer eş bu hakkın sınırlandırılmasını talep edebilir. Aynı zamanda bakım alacaklısı üçüncü bir kişi de olabilir. Bu durumda üçüncü kişi yararına sözleşme kurulmuş olacaktır. Bakım alacaklısı olarak birden fazla kişi belirlenebilir. Bakılacak kişinin gerçekten bakıma muhtaç olması gerekmez. Buna karşın bakım borçlusu olarak da birden fazla kişi belirlenebilir. Ayrıca hem gerçek hem de tüzel kişiler bakım borçlusu olabilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ NASIL KURULUR?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi için kanunda geçerlilik şekli öngörülmüştür. Bu sözleşme miras sözleşmesi şeklinde yapılmalıdır. Miras sözleşmesi de resmi vasiyetname şartlarını taşımak zorundadır. Sözleşme yetkili makamlar önünde ve 2 tanıkla imzalanmalıdır. Esasen iki tip ölünceye kadar bakma sözleşmesi vardır. Bu sözleşmelerden birinde borçlar hukukuna tabi olarak bakım alacaklısı henüz hayatta iken bakım borçlusuna kazandırmada bulundurulur. Diğerinde ise miras hükümlerine bağlı olarak bakım alacaklısı vefat ettiğinde kazandırma gerçekleşir. Ancak türü ne olursa olsun bu sözleşme aynı şekilde yapılmalıdır. Hukukumuzda kural sözleşme serbestisi olmakla birlikte bu kuralın bazı istisnaları mevcuttur. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi de bu istisnalardan biridir ve şekil şartına bağlanmıştır. Öngörülen şekil şartı ise miras sözleşmesi şeklidir. Kanun gereği mirasçı atanması içermese bile bu şekilde yapılmalıdır. Bu kapsamda sözleşmenin tarafları resmi memur önünde aynı anda iradelerini açıklarlar, beyanları doğrultusunda düzenlenen belge resmi memur ve iki tanık huzurunda imzalanır. Bu sözleşmeyi yapmaya yetkili olan merciler kural olarak sulh hâkimleri ve noterlerdir. Eğer sözleşme doğrultusunda bir taşınmaz devri söz konusu olacaksa, tapu sicil müdürlerinin de bu sözleşmeyi düzenleyebileceği söylenebilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN ŞARTLARI NELERDİR?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mevzuatta şekil şartlarına uygun hazırlanması gereken akit türlerinden biridir. Bu sözleşmenin kanunda öngörülen biçimde belirtilen şekil şartlarına uyularak hazırlanması gerekir. Kanunda sözleşmenin resmi şekilde yapılması öngörülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu 612. Maddesi’nde ölünceye kadar bakma sözleşmesinde söz konusu mirasçı ataması olmasa dahi miras sözleşmesi biçiminde hazırlanması gerektiği açık bir şekilde belirtilmiştir. Miras sözleşmesi, resmi vasiyetname biçiminde düzenlenmektedir. Türk Medeni Kanunun 532. Maddesinde vasiyetnameyi düzenlemeye yetkili kurum ve kişiler sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetkinin verildiği diğer görevliler olarak belirlenmiştir.
Bu halde düzenlenecek olan ölünceye kadar bakma sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu gereği miras sözleşmesi hükümlerine tabi olup resmi vasiyetname şeklinde düzenlenecektir. Miras sözleşmesini düzenleme yetkisi sulh hakimi, noter veya kanunla yetkilendirilmiş diğer kişiler olduğundan ölünceye kadar bakma sözleşmesini düzenlemeye de bu kişiler yetkili olup bu kişiler tarafından düzenlenmeyen sözleşmeler, ölünceye kadar bakma sözleşmesi şekil şartı noksanlığı nedeniyle geçersiz sayılacaktır.
Uygulamada genellikle noter huzurunda yapılan bu sözleşmede 2 tanık da hazır bulunmalıdır. Bu sözleşme anne-baba ile çocukları arasında da yapılabilir ancak bu durumda diğer mirasçıların saklı payları zedelenmeyecek şekilde sözleşmenin yapılmasına dikkat edilmelidir. Aksi halde yargıtay kararları gereğince tenkis davası söz konusu olabilecektir. Saklı paylarla ile ilgili olarak “miras paylaşımı” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu edilen mallar, sözleşmede bakıma muhtaç olan kişiye ait olmalıdır. Henüz maliki olmadığı ancak ileride olabileceği mallar da bu sözleşmeye konu edilebilir. Bunun haricinde üçüncü kişilere ait mallar, ancak o kişilerin muvafakati ile bu sözleşmeye konu edilebilir.
Bu sözleşmede bakıma muhtaç kişi ile bakım yükümlüsü aynı evde yaşamak zorundadır. Ancak taraflar aralarında anlaşarak sözleşmeye bunun aksini belirten bir hüküm koyabilirler. Bakım yükümlüsü, edindiği bu malı başka kişilere satabilir, devredebilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ İÇİN GEREKLİ EVRAKLAR NELERDİR?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi gerekli evrakların neler olduğu sözleşmenin nerede yapılacağına göre değişkenlik göstermektedir. Bu sözleşme Tapu Sicil Müdürlüğü’nde düzenlenebileceği gibi noter veya sulh hâkimliğince de hazırlanabilmektedir.
Tapu Sicil Müdürlüğünde düzenlenecek olan sözleşmelerde;
Sözleşmeye konu olan taşınmazın tapu senedi
Sözleşmenin tarafları bulunan bakım borçlusu ve bakım alacaklısı veya bu kişileri temsil edenler ile huzurda bulunacak iki tanığın kimlikleri
Sözleşmenin taraflarının iki adet fotoğrafı
Sözleşmeye konu taşınmazın emlak beyan değerini gösteren belediyeden alınan belge.
Noterde veya Sulh Hâkimliğinde düzenlenecek olan sözleşmelerde;
Mevzuatta öngörülen şekil şartlarına uygun olarak hazırlanmış akdin aslı veya onaylanmış örneği
Sözleşme taraflarından bakım borçlusuna yazılı olarak verilmiş taşınmazın tescilini yetkisi
Sözleşmede açıkça bakım borçlusuna taşınmazın tescili yetkisi verilmemiş ise sözleşmenin diğer tarafının istemi veya buna ilişkin mahkeme kararı
Sözleşme taraflarından bakım borçlusunun fotoğrafı
Sözleşmeye konu taşınmazın emlak beyan değerini gösteren belediyeden alınan belge.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN İÇERİĞİNDE NELER VARDIR?
Öncelikle sözleşme taraflarının kimlik bilgileri sözleşmeye konur ve ardından sözleşmenin konusu yazılır. Ardından uygulamada yaygın olan şekliyle noter onayı; tanık bilgileri ve onayları sözleşmeye dâhil edilir. Son olarak tanık imzaları da dâhil olmak üzere sözleşme imzalanarak tamamlanır.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNDE TAPU DEVRİ NE ZAMAN OLUR?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin sağlararası veya ölüme bağlı olarak kurulabilmektedir. Eğer malvarlığının devri borcu bakım alacaklısının ölümüne bağlı tutulmamışsa borç, sözleşmenin kurulduğu anda doğar ve malvarlığının hemen devri gerekir. Şayet bir taşınmaz borçlanılmışsa bakılan kişinin devir borcu sözleşme kurulduğu andan itibaren doğar ve kendisinin bu devir için tapuya tescil talebinde bulunması gerekmektedir. Eğer bakım alacaklısı tapuyu devirden kaçınırsa bakım borçlusu tapu devrini mahkemeden isteyebilir. İradi devrin gerçekleştiği ya da mahkeme kararının kesinleştiği anda taşınmaz mülkiyeti geçmiş olur.
Malvarlığı devir borcunun bakılan kişinin ölümünden sonra doğacağı kararlaştırılmışsa bakım borçlusu mirasçı olarak atanır. Malvarlığını devir borcu bakım alacaklısının ölümü anında muaccel olur. Bakım borçlusu atanan mirasçı ya da vasiyet alacaklısı sıfatıyla miras hükümlerine göre alacağını talep edebilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ BOZULABİLİR Mİ?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bakılan kişinin ölümüyle kendiliğinden son bulacaktır. Buna karşın taraflar her zaman karşılıklı irade beyanlarıyla sözleşmeyi sona erdirebilirler. Bu sözleşmenin feshi de mümkündür. Her ne kadar fesih ifadesi kullanılmış olsa da Yargıtay’ın katıldığı görüşe göre bu gibi durumlarda dönmeye ilişkin hükümler uygulanır. Yani koşullar gerçekleşirse sözleşme geçmişe etkili olarak son bulur. Sözleşme taraflarının kazançları arasında açıkça oransızlık varsa ve kazancı daha fazla olan taraf, karşı tarafın bağışlama amacıyla hareket ettiğini ispat edemezse, karşılıklı edimler arasında oransızlığı öğrenen taraf, her zaman fesih bildiriminde bulunabilir. Sözleşme, oransızlık sebebiyle fesih bildirimi yapıldıktan 6 ay sonra kendiliğinden geçmişe dönük olarak sona erer. Diğer bir ihtimalde ise sözleşmeden doğan borca aykırı davranılması nedeniyle sözleşme artık kendisi için çekilmez, imkânsız ya da çok güç hale gelen bir taraf mevcutsa bu taraf her zaman sözleşmeyi sona erdirebilir. Sözleşme miras hükümlerine göre ölüme bağlı olarak yapılmışsa, mirasçılıktan çıkarma hükümlerinin her zaman uygulama alanı bulabileceği de belirtilmelidir. Bakım borçlusunun ölümü ve bakım alacaklısının malvarlığını başkasına devretmesi ya da devir borcunu yerine getirmemesi de fesih nedenleri arasında sayılabilir. Fesih bildirimi yazılı ya da sözlü şekilde yapılabilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN FESHİNİN SONUÇLARI NELERDİR?
Sözleşme geçmişe dönük olarak sona erdiğinden tarafların o zamana kadar elde ettiklerini iade borcu doğar. Bu kapsamda bakım alacaklısının kendisine yapılan bakımı para olarak geri vermesi söz konusu olacaktır. Sözleşmenin başladığı günden sona erdiği güne kadar olan kısım için faiziyle birlikte tespit edilecek uygun bir bedelin bakan kişiye ödenmesi gerekir. Buna karşılık bakım borçlusu ise bir malvarlığı elde etmişse ve elde ettiği malvarlığı duruyorsa aynen, durmuyorsa maddi değerini o zamana kadar işlemiş faiziyle birlikte bakılan kişiye iade eder. Ancak tazminat hakkı noktasında bir ayrıma gidilir. Sözleşme eğer kazançlar arasındaki oransızlıktan dolayı sona erdirilmişse tazminat hakkı doğmayacaktır. Karşı taraf kusurlu bile olsa fesheden taraf tazminat isteyemez. Buna karşılık önemli nedenle fesih yapıldığı takdirde fesheden taraf iade yükümlülüğünü yine yerine getirmekle birlikte uğradığı zarar için tazminat talep edebilir. Önemli sebeple fesih halinde fesih şartlarının oluşmadığı hâkimce tespit edilirse bakım ve gözetim borcunun ömür boyu gelir borcuna çevrilmesi mümkündür. Bu durumda sözleşme sona ermez sadece borcun türü değişir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ MÜMKÜN MÜ?
Bakılan kişi, sözleşme gereği üstüne düşen borcu yerine getirmesi halinde nafaka yükümlülüğünü yerine getiremiyorsa, nafaka alacaklısı sözleşmenin iptalini talep edebilir. Sözleşmenin iptaline yönelik dava açılabilmesi için yoksulluk nafakası gibi kanuni bir nafaka söz konusu olmalıdır. Ayrıca bakım alacaklısı, bakım borçlusuna devrettiği malvarlığı sebebiyle kendi alacaklılarını zor duruma düşürürse, bakılan kişinin alacaklıları da sözleşmenin iptalini talep edebilir. Bu kapsamda alacaklılar tasarrufun iptali davası açabilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ SAKLI PAY KURALLARINI İHLAL EDEBİLİR Mİ?
Bilindiği üzere mirasçıların tereke üzerinde başkalarına devredilemeyecek saklı payları mevcuttur. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı malvarlığının bir kısmını ya da tamamını devir borcu altına girdiği için mirasçıların saklı paylarını ihlal etmiş olabilir. Saklı paylı mirasçının hakkı, miras bırakanın iradesinden bağımsız olarak güçlendirilmiş olup, miras bırakanın bu hak üzerinde tasarrufta bulunması yasaklanmıştır. Miras bırakan ancak saklı pay dışında kalan kısımda istediği şekilde tasarruf etme imkânına sahip olur.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN MİRASÇILAR TARAFINDAN İPTALİ MÜMKÜN MÜ?
Bakım alacaklısı tarafından yapılan sözleşmenin saklı paylı mirasçıların paylarına zarar vermesi halinde mirasçılar miras hukuku hükümlerine göre paylarını talep edebilirler. Bu kapsamda açılacak bir dava ile bakım alacaklısının yaptığı sözleşme hükümlerinin iptali mümkündür.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNE İLİŞKİN OLARAK YASAL MİRASÇILARIN DAVA HAKKI NE ZAMAN DOĞAR?
Saklı paylı mirasçıların hakları muris ölmeden doğmayacağı için muris sağ iken yaptığı sözleşmelere ve girdiği borçlara müdahale edebilmeleri mümkün değildir. Ancak bakım alacaklısı öldükten sonra saklı paylı mirasçılar, ihlal edilen saklı payları oranında tenkis davası açabilir ve haklarının geri verilmesini isteyebilirler.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİNDE SAKLI PAY VE TENKİS DAVASI UYGULAMALARI NE ŞEKİLDEDİR?
Mevzuatta kişilerin edindikleri veya sahip oldukları mallar üzerindeki tasarrufları konusunda herhangi bir kısıtlama mevcut değildir. Yani kişiler ölene dek kazandıkları veya sahip oldukları malları tasarruf edebilmektedir. Ancak ölüme bağlı yapılan tasarruflar konusunda kanun koyucu düzenleme ile ölenin yasal mirasçılarının hak kaybının önüne geçmeyi amaçlamıştır. Bu önlemin hukuk dilindeki karşılığı saklı paydır.
Saklı Paylı Mirasçı: Saklı pay mirasçı saklı paya sahip yasal mirasçıdır. Saklı paylı mirasçı, miras bırakanı hısımlığı sebebiyle kanun tarafından mirasçılık sıfatı kazanan kişilerdir. Medeni Kanunumuz miras bırakanın altsoyu, eşi, anne ve babasını saklı paylı mirasçı olarak öngörmüştür. Saklı paylı mirasçılar her halükarda terekeden belli oranda pay alacaklardır. Bu hususun tek istisnası mirasçı tarafından reddi miras yapılmış olmasıdır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle taahhüt edilen malvarlığının bakım alacaklısına devriyle saklı paylı mirasçıların haklarına tecavüz edilmesi mümkündür. Bu gibi durumlarda saklı pay sahibi mirasçılar tenkis davası açabilecektir.
Tenkis Davası: Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların diğer kişiler tarafından paylarına tecavüz halinde söz konusu paylarını geri almak için açabilecekleri davadır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle saklı paylı mirasçının payına tecavüz varsa mirasçı tenkis davası açabilecektir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ İLE TAPU DEVRİ NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?
Eğer ölünceye kadar bakma akdinin tapu müdürlüğünde gerçekleşirse taşınmazın devri de orada olacak anlamına gelir. Şayet sözleşme noter veya sulh hakimliği huzurunda yapılırsa bu halde tapu devrinin gerçekleşebilmesi için tarafların tapu müdürlüğüne başvurması koşulu aranır. Mal sahibinin tapu müdürlüğüne gitmekten kaçınması halinde bakım borçlusu dava açarak sözleşmeye dayalı hakkını mahkemeden talep edebilir.
Tapuya Şerh: Bakım karşılığı gayrimenkul devredileceğinin öngörüldüğü ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde, gayrimenkul sözleşmenin başında devredilebilmektedir. Fakat kanun koyucu bakım borçlusunun ifadan kaçınabileceğini öngörerek bakım alacaklısına devredilen gayrimenkul üzerinde ipotek tesis etme hakkı öngörmüştür. Söz konusu ipotek hakkı devrin gerçekleştiği tarihten itibaren üç ay içinde kullanılmalıdır.
Tapu Harcı: Bakım alacaklısı yukarıda değindiğimiz ipotek hakkını kullanmak istemesi halinde gayrimenkulün bedelinin binde 4.55’i oranında tapu harcı ödemesi gerekecektir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ HANGİ MAKAMLAR ÖNÜNDE YAPILABİLİR?
Sulh hukuk hâkimi, noter ve taşınmaz devrini konu edinen ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde tapu memuru bu sözleşmeyi yapmaya yetkilidir.
TARAFLARIN FARKLI ZAMANLARDA İMZALADIĞI ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ GEÇERLİ MİDİR?
Hayır, geçerli değildir. Sözleşme önceden hazırlanmış olsa bile bakım borçlusu ve alacaklısı, memur ve tanıklar imza anında bir arada bulunmalıdır.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNDE MUVAZAA MÜMKÜN MÜDÜR?
Sözleşme 3. kişileri aldatmak için yapılıyorsa muvazaalı kabul edilir. Mirastan hakları kadar pay alamayan mirasçılar sözleşmenin geçersizliğinin tespitini isteyebilirler. Ayrıca bir tapu kaydı varsa bu kaydın iptalini talep edebilirler.
BAKIM ALACAKLISI KENDİSİNE VAAD EDİLEN TAŞINMAZ İÇİN İPOTEK KOYDURABİLİR Mİ?
Bakım alacaklısı hakkını güvence altına almak için yasal ipotek hakkını tapu kütüğüne şerh ettirebilir. Bu sayede iyiniyetli 3. kişilerin iyiniyeti bertaraf edilmiş olur.
BAKIM ALACAKLISI ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN HAKKINI DEVREDEBİLİR Mİ?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bakım alacaklısına sözleşme ile sağlanan hak bir başka kimseye devredilemez.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali ve tenkisi mümkündür. Bakım alacaklısı sözleşme nedeniyle nafaka yükümlülerine karşı sorumluluklarını yerine getiremiyorsa yoksun kalan nafaka alacaklıları sözleşmenin iptalini talep edebilir. Fakat hâkim burada iptal yerine bakım borçlusundan mahsup edilmek üzere nafaka alacaklarının tatmin edilmesini isteyebilir.
BAKIM BORÇLUSU ÖLÜRSE NE OLUR?
Bakım alacaklısı bakım borçlusunun ölümünden itibaren 1 yıl içinde sözleşmenin feshini talep edebilir.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ İLE HAKLARI İHLAL EDİLEN SAKLI PAYLI MİRASÇILAR NE YAPMALIDIR?
Kanunda saklı paylı mirasçı olarak gösterilen kişilerin, yani; mirasbırakanın eşinin, anne babasının ve altsoyunun, saklı payları ihlal edildiyse tenkis davası açılabilir.
Avukat Gökhan Sarı Hukuk Bürosu
Hukuki sorunlarınıza dair her türlü görüş, yorum ve sorularınızı sitemiz üzerinde bulunan Whatsapp iletişim butonunu kullanarak bize yöneltebilirsiniz.
Comments